filozoflara ( meşşailere )göre ;
insan 2 cevherden oluşur : beden ve ruh
beden tamamen maddi , ruh tamamen manevi bir cevherdir
insanın idrak yolları 10 tanedir : 5 i duyma, koklama vs olan dış idrak yollarıdır 5 taneside beyinde bulunan iç idrak yollarıdır
iç idrak yollarında bu güçleri araç olarak kullanan şey akıldır. akıl bu araçlar olmadan onların idrak ettiği nesnelere ulaşamaz,bulamaz
daha da ilginç yanı bu idrak yollarından gelen herhengi bir verinin akla taşınamayacağıdır. bir şeyin bütün fiziki durumlarından soyutlanmış hali olarak anlam ancak meşşailer e göre cebrail olan Faal akıl dan gelir
filozoflara göre cebrail olmadan kavramsal bir şeyi anlayabilmemiz mümkün değildir. sürekli ateşe dokunup elimizi yaksak bile " ateş sıcaktır " gibi bir bigi için cebrail in müdehalesi şarttır
hakiki anlamda bilmek için fiziksel süreçlere ihtiyaç duyulsada asıl anlamıyla fiziksel değil metazfizikseldir
hatta ilksel bilgi denilen " bütün parçasından büyüktür ", " bir şey ya vardır ya yoktur " gibi bilgiler bile belirli tecrübelerin sağladığı hazırlığın ardından faal akıl dan gelir. doğuştan bir bilgi ile doğmayız
filozoflar insanı bu anlamda düşünen canlı olarak tanımlar. çünkü hayvanlarla arasındaki yegane fark fiziksele indirgenemeyen aklıdır
insanı diğer her canlılardan ayıran ve onu farklı yapan şey olan bu akıl ( veya ruh ) olduğundan insanın en kıymetli yetileride ruh a aittir. diğer canlılarla ortak olan özelliklerine odaklanmak insanı hayvanlaştırmak ve kendi özünden uzaklaştırmaktır
öylese insan aslında fiziksel tarafı da bulunan ruhani bir varlıktır ve en temel ihtiyacı yemek yemek, üremek değil ruhunu olgunlaştırmak onu geliştirmektir ve insan ancak bu şekilde mutlu olabilir. öyleyse insanlık bütün varını yoğunu bu mutluluğa ulaşmak için seferber etmelidir
bunu yapabilmek içinde insan bilme ve yapma gücünü geliştirmelidir. ve yine filozoflara göre böylesi bir kemal e ulaşmak insanın tek başına altından kalkabileceği bir iş değildir. bunun için her türlü bilginin kazanılmasına elverişli adil ,erdemli bir toplum oluşturmak zorundadır
böylesi bir toplum 2 şeye ihtiyaç duyar;
1- insanlığın en eski mirası olan felsefi bilimler geleneğidir
2- hakikatin ne olduğunu ve ona uygun yaşam ın nasıl olacağını bütün insanlığa anlayabileceği bir şekilde anlatacak ve uygulamalı bir şekilde gösterecek, bu doğrultuda yasalar oluşturarak bir toplum inşaa edecek peygamberdir
insanlar ancak peygamberin inşa ettiği ve her bir ferdin kendi becerilerine göre hakikate ulaşmasını sağlayacak şekilde düzenlenen bir toplumda felsefik ve bilimsel bilgileri yöntemli bir şekilde kavradığında yetkinleşebilirler,kemale erebilirler,en yüksek amacı olan huzur a kavuşabilirler
bu şartlara tamamen uymadan da bu sonuca ulaşabilen toplumlar olabilir ama bu sürdürebilir , zaman içinde neler doğurabileceği tahmin edilebilir ve toplumun içindeki bütün insanlar için uygulanabilir bir sistem değildir